Ben kimim?
Ben neyim?
Nasıl bir insanım?
Nasıl bir anne/eş/kardeş/lider/yönetici olmak istiyorum?
İleride nasıl bir birey olmak istiyorum?
İleriki bende neleri farklı yapabilirim?
Güçlü yönlerim neler?
Gelişime açık yönlerim neler?
Yaşam amacım ne?
Beni bu yola götürecek hedeflerim neler?
Bu hedefime nasıl ulaşacağım?
Hedefime ulaştığımı nasıl anlayacağım?
Bunun benim için önemi ne?
Neye ihtiyacım var?
Bu hedefime ulaşırken hangi güçlü yönlerimi yanımda taşıyacağım?
Gitmek istediğim yolda bana kimler destek olacak?
Beni ne bu yolda tutacak?
Gerçekten ne istiyorum?
……………………………………………
Sayısız sorular üretebiliriz.
Sayısız cevaplar bulabiliriz.
Önemli olanın önce doğru soruyu kendimize sormamız gerektiğini düşünüyorum. Kendi farkındalığımızla, başkalarının farkındalıklarına ortak olabiliriz. Benim için koçluk yolculuğu mavi bir gökyüzü. Ucu bucağı yok. Her gün kendimden, insanlardan, danışanlardan, iş ortaklarımdan, arkadaşlarımdan, eşimden ve çocuğumdan farklı şeyler öğreniyorum. Daha da bütünleşiyor ve tamamlanıyorum. Profesyonel koçluk eğitimlerimi tamamladıktan ve bu yola baş koyduktan sonra hayata bakış açım ve yüklediğim anlamlar değişti. Dinleme becerilerimi geliştirmeye çalışıyorum. Seçtiğim kelimeleri, ses tonumu, beden dilimi karşımdaki kişiye uyarlamaya çalışıyorum. Ama koçluğumda ve iletişim süreçlerimde de en önemlisi “Güçlü Sorularımı” geliştirmeye çalışıyorum. Çünkü ne sorduğumuzun değil nasıl sorduğumuzun çok önemli olduğunu düşünüyorum. Sorulan soruların size nasıl hissettirdiği, sizde neler uyandırdığı, hangi değerlerinize, inançlarınıza ve duygularınıza hitap ettiğinin çok önemli olduğunu düşünüyorum. Yönlendirici bir soru mu? Yargılayıcı mı? Bilgi almaya yönelik mi? Destekleyici mi? Aşağılayıcı mı? Cesaretlendirici mi? Düşündüren mi? Harekete Geçiren mi? Davranışa Dönüştüren mi? Tüm hayatımı etkileyebilecek mi?
Eğer okumadıysanız öneririm…
SORULARINIZI DEĞİŞTİRİN, HAYATINIZ DEĞİŞSİN (Marilee G. Adams, Arıtan Yayınevi)
